16 Oca

Tetkik Listesi

EKOKARDİYOGRAFİ
Kalbin ultrason dalgaları kullanılarak görüntülenmesi yöntemi EKOKARDİYOGRAFİ olarak adlandırılmaktadır. Ekokardiyografi invaziv (girişimsel) olmayan bir tanı yöntemidir ve kullanılan ses dalgalarının hastalara zararı yoktur. Ekokardiyografi, kalbin hareketli görüntüsünü sağlayarak, kalp kapaklarının yapısını, kalp duvar hareketini, kalp duvarında beslenme bozukluğunu, daha önce geçirilmiş kalp krizi olup olmadığını, kalp içinde kanın hareketini, kalp kapaklarındaki dejenerasyon (hasarlanma) ve fonksiyon bozukluğunu, kalp boşluklarının yapısını ve kalbin içinde kanın hareketinin incelenmesiyle kalp kapağı ve kas dokusunun fonksiyonunu değerlendirmede çok önemli bilgiler sağlar.

Ekokardiyografi aşağıda belirtilen durumlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
- Kalp kapak hastalığı tanısı, takibi ve uygun tedavinin seçilmesi,
- Koroner arter hastalığının tanısı takibi ve uygun tedavinin seçilmesi,
- Yüksek kan basıncının kalbe etkisinin incelenmesi,
- Kalpten çıkan büyük damarların yapısının incelemesi,
- Sistemik hastalıklarda kalbin etkilenmesinin değerlendirilmesi,
- Doğumsal kalp hastalıklarının tanısında,
- Kullanılan bazı ilaçların kalbe olası etkisinin takibinde,
- Tromboembolik olaylarda emboli kaynağının aranmasında,
- Acil durumlarda ( göğüs travması vb.),
- Kalp ameliyatları sırasında ve hemen sonrasında.

Ekokardiyogarfi öncesinde herhangi özel bir hazırlığa gerek yoktur.

EGZERSİZ TESTİ (EFOR TESTİ)

İstirahat halinde çekilen elektrokardiyogramlar bazen (EKG) gerekli olan bilgileri sağlamayabilir. Bu nedenle bazı hastalara efor yaptırılarak EKG kaydı alınır; ve bu teste "EGZERSİZ (EFOR) TESTİ" denir. Bu testin invazif olmayışı, komplikasyon riskinin düşüklüğü, dinamik, kolay uygulanabilir ve tekrarlanabilir olması gibi avantajları egzersiz testinin klinik kardiyolojide en çok uygulanan testler arasında yer almasına neden olmuştur. Hastaya egzersiz; koşu bandında veya bisiklet üzerinde yaptırılabilir. En sık kullanılan yöntem treadmill (koşu bandı) yöntemidir. Egzersiz testi sırasında hastanın yanında test sonuçlarının yorumunu yapan bir kardiyolog ve egzersiz testi sırasında bilgi ve deneyimi olan bir teknisyen ve/veya hemşire bulunmaktadır. Testin Amacı;
Egzersiz testinde amaç, hastanın yaşı ile ilişkili olarak kalbini belirli bir kalp atım hızına ulaştırıp kalbin efor sırasında beslenmesinde bir bozukluk olup olmadığını ve efor kapasitesini gözlemektir.

Egzersiz testi öncesinde hasta hazırlığı;
Hasta test sırasında rahat koşmayı engelleyecek nitelikte giysiler giymemelidir.Tercihen spor kıyafetlerini birlikte getirmesi önerilir.Teste doğru yanıt alabilmek için bazı ilaçların test öncesinde kesilmesi gerekmektedir. Bu nedenle hastanın varsa kullanmakta olduğu ilacı doktoruna bildirmesi gereklidir.

Testin uygulanması;
Test öncesinde EKG kaydı için hastanın göğüs kafesine elektrotlar yerleştirilir.Hasta efor testi bantı üzerinde nasıl yürüyeceği konusunda bilgilendirilir.Test sırasında bantın hızı ve eğimi belli zaman aralıklarında otomatik olarak artarak hastanın işlem öncesi yaşına göre belirlenmiş maksimal kalp hızına ulaşması sağlanır.Bu sırada hastanın yakınmaları, kan basıncı ve EKG değişiklikleri takip edilir. Eğer hastada maksimal kalp hızına ulaşamadan anormal kabul edilen yakınma ve değişiklikler olursa test erken sonlandırılır. Daha sonra test sırasında elde edilen EKG kayıtları ve kan basıncı ölçümleri kardiyoloji uzmanı doktor tarafından değerlendirilir.
AMBULATUVAR KALP RİTM KAYDI ( HOLTER MONITORING)

Ambulatuvar kalp ritm kaydı çeşitli kalp hastalıklarındaki EKG değişikliklerinin saptanmasında sık olarak kullanılan, invzif olmayan bir tanı yöntemidir. Bu testin en önemli avantajı, hastanın uzun bir zaman periyodu içindeki kalp ritm değişikliklerini izlenmesini sağlamasıdır. Böylece gün içerisinde çeşitli fiziksel ve psikolojik değişikliklerin etkisi, kullanılan bazı ilaçların kalp ritminde oluşturduğu değişimlerin izlenmesi, hastanın EKG kaydı sırasında oluşan şikayetlerinin değerlendirilmesini sağkamaktadır.

Ambulatuvar EKG'nin sık kullanıldığı durumlar;
- Hastanın uzun süreli kalp ritm takini gerektiren yakınmalarının ( çarpıntı, baş dönmesi, bayılma, nefes darlığı vb) olması,
- Kalp ritmi üzerine etkili ilaçlara yanıtın izlenmesi.

Hastanın hazırlanması ve testin uygulanması
Hastanın test öncesinde herhangi özel bir hazırlığa gerek yoktur. Hastanın goğüs kafesinde belirli bölgelere plastik elektrodlar yapıştırılır. Ayrıca bir kemer ile kayıt edici cihaz takılır. Bu sistemin küçük ve hafif kayıt cihazı sayesinde hastaya konforlu bir biçimde sürekli EKG kaydı yapılmaktadır. Genellikle 24 ve 48 saat süreyle hasta bu cihazı taşır. Daha sonra kayıt cihazı çıkarılır ve bilgisayar ortamında uzman kardiyolog tarafından kayıt edılen EKG ritm analizi yapılır.


AMBULATUVAR KAN BASINCI ÖLÇÜMÜ (KAN BASINCI HOLTERİ)

Ambulatuvar kan basıncı değerlendirmesi hastalar normal günlük aktivitelerini sürdürürken ayarlanabilen aralıklarla gündüz ve gece kan basıncı ölçümü yapabilen taşınabilir elektronik bir cihazla ölçümdür. Kan basıncı ölçümü doktor önerisine göre hasta 24 saat veya uzun periyodlarda belli zaman aralıklarında cihazın ölçüm yapması ile gerçekleştirilir.

Ambulatuvar kan basıncı ölçümünün kullanım yerleri:
- Evde kan basıncı ölçümü yapılamadığı veya yararsız olduğu durumlarda beyaz önlük hipertansiyonun araştırılmasında, - Tedaviye direnç gösteren hastaların değerlendirilmesinde - Çeşitli ölçümlerde bulunan kan basıncı değerlerinde aşırı değişkenlik olduğunda, - Uykuda kan basıncı seyrinin değerlendirilmesinde, Evde ölçümün yapılamadığı durumlarda, sabahın erken saatlerinde veya gün içerisinde tedavi etkisinin değerlendirilmesinde, - Bazı sistemik hastalıklara (Diabet vb) eşlik eden sinir sistemi bozukluklarının kan basıncına etkisinin değerlendirilmesinde, - Uygulanan ilaç tedavisinin takibinde ve vücudun buna verdiği yanıtın değerlendirilmesinde.

Ambulatuvar kan basıncı hastanın doktoru tarafında yapılan değerlendirmesi sonucu doktor önerisi durumunda yapılmalıdır. Hasta doktorunun tavsiyesine göre ilaçlarına devam ederek veya etmeyerek test gerçekleştirir. Hastanın eğer kullanıyorsa ilaçlarını doğru bir şekilde bildirmesi önemlidir.

TRANSÖZEFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ

Transözefageal ekokardiyografi (TÖE), ekokardiyografik incelemenin göğüs duvarı yerine yemek borusundan yapılmasıdır. Yemek borusu kalbin taban (arka) kısmına çok yakındır. Bu nedenle, TÖE sırasında daha kaliteli görüntü elde edilir, daha arkadaki oluşumlar incelenebilir.

TÖE, özellikle şu hastalarda yapılmalıdır:
Göğüs duvarının kalın olduğu, ancak ekokardiyografinin mutlaka yapılmasının gerektiği hastalar, kalbin taban kısmında bir bozukluk düşünülen hastalar, kapak replasmanı uygulanmış hastalar, infektif endokardit düşünülen hastalar

UYGULANMA ŞEKLİ

TÖE, endoskopiye çok benzer. Hastadan yaklaşık 30-50 cm’lik bir boruyu yutması istenir. Hastaya önceden yatıştırıcı verilmesi ve boğazının uyuşturulması nedeniyle oldukça kolaydır. Başlangıçta hastada bulantı ve öğürme hissi olabilir ancak bir süre sonra bu yakınmalar kaybolur. Hastanın tetkikin yapılması konusunda doktora yardımcı olması işlemin hem kısa sürmesini, hem de daha kaliteli olmasını sağlar. Yemek borusu üzerinden yapılan bu işlem yaklaşık 5 dk. sürer.

RİSKLER: TÖE, riski çok düşük bir tetkiktir. Doktorunuz, işlem öncesinde size boğazınızla ilgili bir anormallik olup olmadığını soracaktır. Eğer, boğaz ağrısı varsa yutkunma güçlüğü varsa, sık sık bademciklerinizden rahatsızlanıyorsanız, anestezik maddelere alerjiniz varsa mutlaka belirtiniz. Bütün bunlara karşın aşağıdaki riskler çok az da olsa mevcuttur:
1. Bulantı, öğürme;
2. Geçici yutkunma zorluğu;
3. Yemek borusunda zedelenme ( TÖE kliniğimizde 10 yıldır yapılmaktadır ve yemek borusunda zedelenme hiç olmamıştır.);
4. Çeşitli ritim bozuklukları ( İşlem sırasında hem ekokardiyografik hem de elektrokardiyografik takip yapıldığından bu riskin gerçekleşmesi, gerçekleşse de kötü bir sonuca gitmesi olasılığı çok düşüktür.
5. Kana enfeksiyon ajanlarının geçmesi (Potansiyel olarak mevcut olan bu risk, diş fırçalamaktan daha fazla riske sahip değildir. Bunun yanında, işlem steril malzeme ile yapılmaktadır.)

İŞLEMDEN SONRA:

İşlem sırasında boğazınız uyuşturulduğundan yutma refleksinizde geçici bir kayıp olabilir. Bu kayıp yaklaşık 2 saat sürer. Bu nedenle işlemden sonra 2 saat boyunca birşey yiyip içmeyiniz.

EECP NEDİR?

EECP Koroner Arter Hastalıkları ve Kalp Yetmezliği Tedavisinde kullanılan,Ülkemiz için yeni sayılabilecek, ancak Amerika’ da yaygın olarak uygulanan bir tedavidir. Dünyada en sık görünen ve ölüm nedenlerinin başında yer alan Koroner Kalp Hastalıklarının seyri sırasında ortaya çıkan kalp krizi , kalp yetersizliği ve ölüm gibi üzücü olayların önlenmesi konusunda yapılan çalışmalar “ EECP ” tedavisinin yararlarını ortaya çıkarmıştır.

EECP girişimsel olmayan , atravmatik , hiçbir risk taşımayan, sarf malzemesi kullanılmayan, hastane yatışı gerektirmeyen, etkin , sonuçları uzun süre devam edebilen kalıcı bir tedavi yöntemidir. EECP Tedavisi , kalbi besleyen Koroner damarların ve ince uç dallarının genişlemesini, bu dallar arasında kolateral adı verilen bağlantı dallarının ( doğal By-pass ) açılmasını ve yeni kılcal damarların oluşması sağlamaktadır . Böylece kalbi besleyen koroner damarlarda daralma ve tıkanma olan koroner kalp hastalarında, kalpte kanlanma eksikliğini düzelmekte, koroner yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan göğüs ağrısı , yorgunluk , nefes darlığı , çarpıntı gibi şikayetler azalmakta , hatta kaybolmakta , kalp krizi riski azalmakta , yaşam kalitesi de artmaktadır. Hasta ayakta tedavi görmekte ve EECP tedavisi sonrasında hastanede yatak işgal edişi, acil servise müracaatı ve doktora başvurma oranı azalmakta veya ortadan kalkmaktadır.

EECP tedavisi günde bir saat , 35 gün süreyle kolay uygulanan bir yöntemdir. Bir saatlik tedaviden sonra hastalar evlerine veya işlerine gidebilirler. Uluslar arası çok merkezli çalışmalar göstermiştir ki EECP Tedavisi alan hastalarının %88’de etkinliği 5 yıl sonra da devam etmiştir. Yapılan testler Bilimsel Çalışmalarla da kanıtlanmıştır.*

EECP Tedavisi, FDA tarafından Kalp Yetmezliği, Stabil Angina, Unstabil Anjina, Kardiyojenik Şok, Akut Myokard Enfaktüsü hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere onaylanmıştır. EECP Tedavisinde kullanılan Cihazın, CE Sertifikası, ISO ve diğer onay belgeleri vardır.

EECP TEDAVİSİ NASIL UYGULANMAKTADIR ?

EECP tedavisine başlayan hasta, günde 1 saat, haftada 5 veya 6 gün , 35 gün süre ile ayaktan tedavi görür. Tedavi süresince hiçbir , ağrı ve sızı yoktur. Hiçbir yaşam riski taşımaz. Son derece güvenli bir tedavi yöntemidir. Tedavi sırasında enjeksiyon dahil hiçbir müdahale yapılmadığı için hasta hiçbir acı ve sıkıntı hissetmez. Bu süreyi gazete, kitap okuyup, müzik dinleyerek geçirebilirler.


Niçin EECP? : Göğüs ağrınız (angina pektoris) ilaç tedavisi ve girişimsel kardiyoloji yöntemleri (balon ya da stent), ya da ameliyat (bypass) uygulandığı halde geçmiyorsa EECP uygulanabilir. Hastanın stent ya da ameliyat uygulamasını istememesi ya da hastaya bu yöntemlerin uygulanması için bir engel varsa EECP ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Öte yandan EECP kalp yetmezliği tedavisinde de ilaç tedavisine ek olarak uygulanabilecek önemli bir yardımcı araçtır.Ilaç tedavisinin yetmediği durumlarda ve kalp nakli bekleyen hastalarda önemli düzelme sağlar.

35 gün süreyle günde 1 saat bu araçla yapılacak uygulama en etkin tedavi protokolu olarak belirlenmiştir.Bu uygulamanın yapılacağı hastalar ancak kardiyologlar tarafindan belirlenebilir.EECP tedavisi de kardiyolog kontrolunde ve hemsire gozetiminde uygulanmalidir.

BİYOKİMYASAL TESTLERDEN BEKLENEN YARARLAR:

- Tanı ve ayırıcı tanıyı hızlandırarak her tür komplikasyonu erkenden engelleme,
- Risk faktörleri veya gizli bir hastalığı erken tanıtma ,
- Özellikle riskli gruplarda yapılan taramalarda halk sağlığını koruma,
- Tedavide ilaçların etkili düzeylerini saptama, tedaviye yönelme, gelişen yan etkilerini tanıma, iyileşme veya nüksü erkenden fark etme,
- Tanı, ayırıcı tanı ve tedaviyi hızlandırıp zaman ve iş gücünde tasarruf sağlama

ÇALIŞILAN TESTLER HAKKINDA GENEL BİLGİLER

AKŞ : Açlık Kan Şekeri (Glukoz) : Karbohidrat metabolizmasının değerlendirilmesinde yararlıdır. 8-9 saatlik sabah açlığı gereklidir. Hipoglisemi (kan şekeri düştüğünde) özellikle serebral (beyin) işlevde ciddi bir tehlike oluştururken şiddetli hiperglisemi(kan şekerinin yükselmesi) de hiperosmolar koma, su ve elektrolit bozukluklarının görülmesine neden olur. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl nin üzerinde saptanması şeker hastalığının tanı ve takibinde önemlidir.

Tokluk Kan Şekeri : Normal bir yemekten 2 saat sonra verilen numunede bakılan kan şekeri ölçümü tokluk kan şekerini gösterir.

Üre : Böbrek Fonksiyon testi : Protein metabolizmasının değerlendirilmesinde yararlıdır. Yaş ve diyetteki protein miktarı arttıkça üre düzeyide artar. Böbrek kanlanmasının azaldığı durumlar, yüksek proteinli diyet üre düzeyini yükseltirken, düşük proteinli diyet gebeliğin son dönemleri, ağır karaciğer hastalıklarında ürede düşme gözlenir.


Kreatinin : Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde yararlıdır. Şok konjestif kalp yetmezliği, diabetik nefropati, maligniteler de kan kreatinin düzeyi etkilenir.


Ürik Asit : Gut ve diğer pürin metabolizma bozukluklarının tanı ve takibinde yararlıdır. Gut, böbrek yetmezliği, kan kanseri pürinden zengin diyet karaciğer yetmezliği,böbrek yetmezliği ağır egzersizde serum ürik asit düzeyi artar.

AST Aspartat amino transferaz SGOT : Serum Glutamik oksaloasetik transaminaz : Bütün vücut dokularında bulunmakla beraber, karaciğer, kalp ve iskelet kası en çok bulunduğu dokulardır. Karaciğer hücre zedelenmesi, tıkanma sarılıkları, kronik hepatitler, kalp ve iskelet kası hastalıkları, akut miyokard enfarktüsü(kalp krizi) ağır egzersiz, yanık gibi durumlarda AST düzeyi yüksektir.

ALT : (Alanin aminotransferaz) (SGPT:Serum glutamik pirüvat transaminaz) : Karaciğer fonksiyon testlerinden biridir.

Karaciğer hastalıkları safrayolları obsturiksiyonu, kas hastalıkları, akut pankreatit, konjestif kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, hepatotoksik ilaçlar ALT düzeyinde artışa neden olur.

CK(Kreatin Kinaz) : İskelet ve kalp kasında dejenerasyona (hasara) yol açan durumların değerlendirilmesinde yararlıdır. AMI (akut kalp krizi), kas hastalıkları, yanıklar, travma kas içi dejenerasyonu sonrasında CK düzeyi artar.

CK-MB : Akut kalp krizi tanısında yararlıdır. CK/CK-MB oranı tercih edilir. Miyokard infaktüsü sonrasında4-8 saatte yükselmeye başlar ve 24. saatte pik (en yüksek seviyesi) yapar. Kardiyak travmalar kalp kası hastalıkları, konjestif kalp yetmezliği, koroner anjiyografi, kalp cerrahisi ve benzeri durumlarda CK-MB düzeyi artar.

GGT (Gama glutamil transferaz) : Karaciğer fonksiyon testlerinden biridir. Alkol ve ilaçların karaciğer üzerinde toksik etkisini takip etmede yararlıdır. Tıkanma sarılığı, karaciğer içi hastalıkları, pankreatit tanısında değerlidir.

ALP Alkalen Fosfataz: Karaciğer, safra kesesi ve kemik dokusuna bağlı hastalıkların değerlendirilmesinde yararlıdır. Safra yolları hastalıkları siroz, paget hastalıkları, paratiroid hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kemik tümörleri, kemik hastalıkları, konjestif kalp yetmezliği ve çocukların büyüme döneminde ALP düzeyi artış gösterir.

Amilaz : Pankreas fonksiyon testlerinden biridir.

Pankreas hastalıkları, tükrük bezinin hastalıkları, bağırsak tıkanmaları, dış gebelik, safra yolları hastalıkları, bazı tümörler, viral enfeksiyonlar Amilaz düzeyini yükseltirler. Pankreas yetmezliği, kistik fibroz, ağır karaciğer hastalıklarında amilaz düzeyi düşer.

Kolesterol (Total K): Sonbahar ve kış aylarında serum kolesterol miktarı daha yüksektir. Ayrıca kan alma postürü, en son yenilen yemek, emosyonel stres ve menstruel siklus serum kolesterol miktarı üzerinde etkilidir. Hipolipidemi ve Hiperlipideminin tanısı ile aterosklerotik riskin değerlendirilmesinde yararlıdır. Kolesterol düzeyinin yetişkinlerde 200 mg/dl, çocuklarda 170 mg/dl nin altında olması istenir.
Yine yetişkinler için 200-239 mg/dl sınırda yüksek,
›239 mg/dl ise yüksek olarak değerlendirilir.


HDL (High Density Lipopreteins) : Yüksek dansiteli lipoproteinler (Halk arasında iyi kolesterol olarak bilinir) Koroner kalp hastalığı riskinin değerlendirilmesinde yararlıdır. 40 mg/dl nin altındaki değerler koroner kalp hastalıkları için bir risk faktörü iken, 60 mg/dl nin üzerindeki değerler de HDL kolesterol düzeyi yüksek olarak değerlendirilir.

LDL(Low Density Lipoproteins) : Düşük yoğunluklu lipoproteinler (Halk arasında kötü kolesterol olarak bilinir)

‹100 mg/dl optimal
100-129 mg/dl normal
130-159 mg/dl sınırda yüksek
160-189 mg/dl yüksek
›189 mg/dl çok yüksek

Trigliserit : Numune alınması için 12 saatlik sabah açlığı gereklidir. Beslenme şeklinden çok etkilenir. Hiperlipideminin 150-199 mg/dl sınırda yüksek
200-499 mg/dl yüksek
499 mg/dl nin üstü çok yüksek olarak kabul edilir.

Albumin (T.proten) : Nutrisyonel (beslenme) durum ve kan onkotik basıncı hakkında bilgi verir. Negatif akut faz reaktanıdır.

Dehidratasyon (sıvı kaybı) ve ampisilin kullanımı serum Albumin düzeyini arttırır.

Hızlı hidrasyon, karaciğer hastalıkları, alkolizm, gebelik, neoplaziler, kalp yetmezliği serum albumin düzeyinde düşüklüğe neden olur.

Bilirubin : Karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarının değerlendirilmesinde yararlıdır. Hemolitik hastalıklar, yeni doğan sarılığı, sarılığa neden olan kalıtımsal karaciğer hastalıkları, hipotiroidizm de serum bilirubin düzeyleri yüksektir. Total ve direk bilirubin olarak iki şekilde ölçümü yapılır.

Demir : Serum demir düzeyi sabah saatlerinde en üst düzeyde bulunur. 10 saatlik açlık sonrası numune alınması tercih edilir. Ayrıca sabah alınan örneklerdeki serum demir konsantrasyonu, öğleden sonra alınanlara göre daha yüksek olduğundan numunenin sabah alınmasına özen gösterilmelidir. Enfeksiyon varlığında serum Fe düzeyinin geçici olarak düşebileceği de dikkate alınmalıdır.Çeşitli kansızlıklar, kurşun zehirlenmesi, B6 vitamin eksikliği, akut hepatitlerde serum Fe düzeyi yükselirken Fe eksikliği anemisi, enfeksiyonlar, hipotiordism de serum Fe düzeyi düşer.

Demir Bağlama Kapasitesi : Serum demir düzeyinin değerlendirilmesinde yararlıdır.

Eritrosit Sedimantasyon Hızı: İnflamatuar hastalıklar, akut ve kronik enflamasyonlar, doku nekrozu, temporal arterit, maligniteler, romatoid hastalıkları ve otoimnun hastalıkların takibinde yararlıdır.

Ca(Kalsiyum) : Çeşitli endokrin ve metabolik bozukluklarının değerlendirilmesinde yararlıdır. Paratroid hastalıkları. Kemik hastalıkları, D vitamini intoksikasyonu tirotoksikoz dehidratasyona neden olan durumlarda serum Ca düzeyi artarken D vitamini eksikliği akut pankreatit kronik böbrek yetmezliğinde serum Ca düzeyi düşer.

Fosfor : Fosfor metabolizmasının ve Ca-fosfor dengesinin değerlendirilmesinde yararlıdır. Kemik hastalıkları, paratiroid hastalıkları, böbrek hastalıklarında beslenme bozukluklarında kan fosfor düzeyi etkiler.

Na - Cl – K : Eloktrolit ve asit baz dengesinin değerlendirilmesi böbrek fonksiyonu takibinde yararlıdır.

Tam Kan Sayımı (Hemogram): Hematolojik hastalıklar, akut ve kronik anfeksiyonlar, ameliyat öncesi ve benzeri durumlarda yararlıdır. Genel sağlık durumu hakkında bilgi verir.

Tam İdrar Tahlili : İdarda patolojik bulgulara neden olan hastalıkların tanı ve takibinde yararlıdır. Numunenin menstrüasyon döneminde verilmesi, uzun süre beklemesi ve kirli kapta getirilmesi sonuçları olumsuz yönde etkilemektedir.

PT-APTT : Koagulasyon (pıhtılaşma) göstergesidir. Genellikle oral antikoagulanlar (pıhtılaşmayı engelleyici ilaçlar) tedavinin izlenmesinde yararlıdırlar.

EECP NEDİR?

EECP Koroner Arter Hastalıkları ve Kalp Yetmezliği Tedavisinde kullanılan,Ülkemiz için yeni sayılabilecek, ancak Amerika’ da yaygın olarak uygulanan bir tedavidir. Dünyada en sık görünen ve ölüm nedenlerinin başında yer alan Koroner Kalp Hastalıklarının seyri sırasında ortaya çıkan kalp krizi , kalp yetersizliği ve ölüm gibi üzücü olayların önlenmesi konusunda yapılan çalışmalar “ EECP ” tedavisinin yararlarını ortaya çıkarmıştır.

EECP girişimsel olmayan , atravmatik , hiçbir risk taşımayan, sarf malzemesi kullanılmayan, hastane yatışı gerektirmeyen, etkin , sonuçları uzun süre devam edebilen kalıcı bir tedavi yöntemidir. EECP Tedavisi , kalbi besleyen Koroner damarların ve ince uç dallarının genişlemesini, bu dallar arasında kolateral adı verilen bağlantı dallarının ( doğal By-pass ) açılmasını ve yeni kılcal damarların oluşması sağlamaktadır . Böylece kalbi besleyen koroner damarlarda daralma ve tıkanma olan koroner kalp hastalarında, kalpte kanlanma eksikliğini düzelmekte, koroner yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan göğüs ağrısı , yorgunluk , nefes darlığı , çarpıntı gibi şikayetler azalmakta , hatta kaybolmakta , kalp krizi riski azalmakta , yaşam kalitesi de artmaktadır. Hasta ayakta tedavi görmekte ve EECP tedavisi sonrasında hastanede yatak işgal edişi, acil servise müracaatı ve doktora başvurma oranı azalmakta veya ortadan kalkmaktadır.

EECP tedavisi günde bir saat , 35 gün süreyle kolay uygulanan bir yöntemdir. Bir saatlik tedaviden sonra hastalar evlerine veya işlerine gidebilirler. Uluslar arası çok merkezli çalışmalar göstermiştir ki EECP Tedavisi alan hastalarının %88’de etkinliği 5 yıl sonra da devam etmiştir. Yapılan testler Bilimsel Çalışmalarla da kanıtlanmıştır.*

EECP Tedavisi, FDA tarafından Kalp Yetmezliği, Stabil Angina, Unstabil Anjina, Kardiyojenik Şok, Akut Myokard Enfaktüsü hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere onaylanmıştır. EECP Tedavisinde kullanılan Cihazın, CE Sertifikası, ISO ve diğer onay belgeleri vardır.

EECP TEDAVİSİ NASIL UYGULANMAKTADIR ?

EECP tedavisine başlayan hasta, günde 1 saat, haftada 5 veya 6 gün , 35 gün süre ile ayaktan tedavi görür. Tedavi süresince hiçbir , ağrı ve sızı yoktur. Hiçbir yaşam riski taşımaz. Son derece güvenli bir tedavi yöntemidir. Tedavi sırasında enjeksiyon dahil hiçbir müdahale yapılmadığı için hasta hiçbir acı ve sıkıntı hissetmez. Bu süreyi gazete, kitap okuyup, müzik dinleyerek geçirebilirler.


Niçin EECP? : Göğüs ağrınız (angina pektoris) ilaç tedavisi ve girişimsel kardiyoloji yöntemleri (balon ya da stent), ya da ameliyat (bypass) uygulandığı halde geçmiyorsa EECP uygulanabilir. Hastanın stent ya da ameliyat uygulamasını istememesi ya da hastaya bu yöntemlerin uygulanması için bir engel varsa EECP ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Öte yandan EECP kalp yetmezliği tedavisinde de ilaç tedavisine ek olarak uygulanabilecek önemli bir yardımcı araçtır.Ilaç tedavisinin yetmediği durumlarda ve kalp nakli bekleyen hastalarda önemli düzelme sağlar.

35 gün süreyle günde 1 saat bu araçla yapılacak uygulama en etkin tedavi protokolu olarak belirlenmiştir.Bu uygulamanın yapılacağı hastalar ancak kardiyologlar tarafindan belirlenebilir.EECP tedavisi de kardiyolog kontrolunde ve hemsire gozetiminde uygulanmalidir.

BİYOKİMYASAL TESTLERDEN BEKLENEN YARARLAR:

- Tanı ve ayırıcı tanıyı hızlandırarak her tür komplikasyonu erkenden engelleme,
- Risk faktörleri veya gizli bir hastalığı erken tanıtma ,
- Özellikle riskli gruplarda yapılan taramalarda halk sağlığını koruma,
- Tedavide ilaçların etkili düzeylerini saptama, tedaviye yönelme, gelişen yan etkilerini tanıma, iyileşme veya nüksü erkenden fark etme,
- Tanı, ayırıcı tanı ve tedaviyi hızlandırıp zaman ve iş gücünde tasarruf sağlama

ÇALIŞILAN TESTLER HAKKINDA GENEL BİLGİLER

AKŞ : Açlık Kan Şekeri (Glukoz) : Karbohidrat metabolizmasının değerlendirilmesinde yararlıdır. 8-9 saatlik sabah açlığı gereklidir. Hipoglisemi (kan şekeri düştüğünde) özellikle serebral (beyin) işlevde ciddi bir tehlike oluştururken şiddetli hiperglisemi(kan şekerinin yükselmesi) de hiperosmolar koma, su ve elektrolit bozukluklarının görülmesine neden olur. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl nin üzerinde saptanması şeker hastalığının tanı ve takibinde önemlidir.

Tokluk Kan Şekeri : Normal bir yemekten 2 saat sonra verilen numunede bakılan kan şekeri ölçümü tokluk kan şekerini gösterir.

Üre : Böbrek Fonksiyon testi : Protein metabolizmasının değerlendirilmesinde yararlıdır. Yaş ve diyetteki protein miktarı arttıkça üre düzeyide artar. Böbrek kanlanmasının azaldığı durumlar, yüksek proteinli diyet üre düzeyini yükseltirken, düşük proteinli diyet gebeliğin son dönemleri, ağır karaciğer hastalıklarında ürede düşme gözlenir.

Kreatinin : Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde yararlıdır. Şok konjestif kalp yetmezliği, diabetik nefropati, maligniteler de kan kreatinin düzeyi etkilenir.

Ürik Asit : Gut ve diğer pürin metabolizma bozukluklarının tanı ve takibinde yararlıdır. Gut, böbrek yetmezliği, kan kanseri pürinden zengin diyet karaciğer yetmezliği,böbrek yetmezliği ağır egzersizde serum ürik asit düzeyi artar.

AST Aspartat amino transferaz SGOT : Serum Glutamik oksaloasetik transaminaz : Bütün vücut dokularında bulunmakla beraber, karaciğer, kalp ve iskelet kası en çok bulunduğu dokulardır. Karaciğer hücre zedelenmesi, tıkanma sarılıkları, kronik hepatitler, kalp ve iskelet kası hastalıkları, akut miyokard enfarktüsü(kalp krizi) ağır egzersiz, yanık gibi durumlarda AST düzeyi yüksektir.

ALT : (Alanin aminotransferaz) (SGPT:Serum glutamik pirüvat transaminaz) : Karaciğer fonksiyon testlerinden biridir.

Karaciğer hastalıkları safrayolları obsturiksiyonu, kas hastalıkları, akut pankreatit, konjestif kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, hepatotoksik ilaçlar ALT düzeyinde artışa neden olur.

CK(Kreatin Kinaz) : İskelet ve kalp kasında dejenerasyona (hasara) yol açan durumların değerlendirilmesinde yararlıdır. AMI (akut kalp krizi), kas hastalıkları, yanıklar, travma kas içi dejenerasyonu sonrasında CK düzeyi artar.

‹100 mg/dl optimal
100-129 mg/dl normal
130-159 mg/dl sınırda yüksek
160-189 mg/dl yüksek
›189 mg/dl çok yüksek

İlgili Makaleler

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Doktorlar

Doktorlar ..

Devamını Oku

Lazerle Varis Tedavisi

Lazerle Varis Tedavisi son yıllarda teknolojik ilerlemelerle önemli bir başarıya ulaşmıştır. Bacakta..

Devamını Oku

Endovenöz Lazer Yöntemi

Derin ven trombozu problemi; kan akımında yaşanan değişiklikler, damar duvarı yaralanmaları ve koagu..

Devamını Oku
Karotis Hastalığı Karotis Endarterektomi Minimal İnvaziv ve Robotik Kalp Damar Cerrahisi